Avrupa için model olarak Abdullah Öcalan’ın asrın çağrısı sunuldu 2025-05-12 16:16:17     ANKARA - Avrupa Hür İttifakı (EFA) Başkanı Lorena Lopez Lacalle, kongrede yaptığı konuşmada Orta Doğu’nun yanı sıra Avrupa için de temel birlikte yaşam modeli olarak Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nı sundu.    Avrupa Birliği’nde (AB) 47 bölgeci ve otonomcu partiyi bir araya getiren ve Avrupa’daki azınlıkları temsil eden bir şemsiye organizasyon olan Avrupa Hür İttifakı (European Free Alliance / EFA) haftasonu kongresini gerçekleştirdi. 2028’e kadar yeniden başkan seçilen Lorena Lopez Lacalle, Avrupa için demokratik ve bir arada yaşayabilmenin formülü olarak Halkların Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısında yer alan sözlerine atıfta bulundu.    ‘Tüm farklılıklar hor görülüp yok edilmiştir’   “Hayatın güzelliği çeşitlilikte yatar” diyen Lorena Lopez Lacalle, “Konuşmak var olmaktır ve diğer insanların dillerini konuşmak için çaba sarf etmek iyi niyet ve empati sevgisi meselesidir. Monotonluk sıkıcıdır, ancak bazıları muhtemelen başa çıkmanın daha kolay olduğunu düşündükleri için sıkıcı monoton bir toplumu tercih ediyor. Tamamen yanılıyorlar. AB'de Fransa ve Bulgaristan kendi bölgelerinin çeşitliliğini koruma ve teşvik etme konusunda en kötü durumda olan ülkeler. Bulgaristan'daki Makedon üyemiz ve Alsace, Corsica, Occitany, Katalunya, Bask ülkesi ve Breizh, Brittany'deki üyelerimiz bunun çok iyi farkındalar. Fransa ve Bulgaristan en kolay yolu seçti: tek bir devlet ve tek bir dil var, o da devletin dili. Böylece tüm farklılıklar hor görülmüş ve yok edilmiştir. Dilsel haklarımıza devletler tarafından saygı gösterilmediği gibi Avrupa Kurumları tarafından da saygı gösterilmiyor” sözlerini kullandı.   ‘Derin demokratik bir reforma ihtiyaç var’   Avrupa’nın çeşitlilik sözünü yerine getirmediğini söyleyen Lorena Lopez Lacalle, “Birçoğumuz Avrupa Kurumları ile ana dillerimizde iletişim kuramıyoruz. Bu bir zaman meselesi ama zaman bizden yana. Sadece yeni teknolojiler değil, Devletlerin kendileri de birleşik ve dirençli bir Avrupa inşa etmek için çeşitliliğe saygı duymaları, EFA'nın temsil ettiklerine, devletsiz uluslara, azınlıklara ve Avrupa'nın söyleyecek çok şeyi olan ve herkes için daha iyi bir Avrupa için yüksek sesle ve net bir şekilde konuşacak bölgelerine saygı duymaları gerektiğini anlayacaklardır. Bugünlerde gerçekten etkili olmak istiyorsa Avrupa'nın kendisinin de derin bir demokratik reforma ihtiyacı var. Evet, güçlü bir dünya ekonomik ortağı olduk ve oluyoruz, ancak hala zayıf bir siyasi ortağız çünkü 75 yıl önce imzaladığımız ilk taahhüdümüz olan Çeşitlilik İçinde Birlik'i yerine getiremedik. Siyasi hasımlarımız da bunun üzerine oynuyor, yönetmek için bölüyorlar. Saygısızlık, küçümseme, sürekli gerginlik yaratma toplumun kutuplaşmasına yol açar ve bu da felç edici bir etkiye sahiptir çünkü tüm bunların amacı korku aşılamak, halkı kaçınılmaz olarak dayatılan ve geri dönülmez bir kadere asimile edilen radikal değişikliklere hazırlamaktır” diye konuştu.    Abdullah Öcalan’ın sözlerini Avrupa için örnek gösteren Lorena Lopez Lacalle şöyle devam etti: “Ukrayna, Filistin, Kürdistan için, tüm dünya halklarıyla dayanışma içinde ayağa kalkmak ve sesimizi yükseltmek; aynı zamanda dillerinin, kültürlerinin ve daha açık, kapsayıcı ve demokratik bir Avrupa'ya katkıda bulunma kapasitelerinin tanınması için çabalayan vatandaşlarımız ve bölgelerimiz için ayağa kalkmak ve sesimizi yükseltmeliyiz. Peki Avrupa, AB nedir? Soyut bir kavram değil, sadece bazı ortak kurumlar değil, bizimle ilgili, Avrupa'da yaşayan her bir vatandaşla ilgili. O biziz; o sizsiniz. Peki kapsayıcılık derken neyi kastediyoruz? Birbirimize karşı davranış biçimimiz. Siyaset, taktiklerin ve dar görüşlü stratejilerin çok ötesinde, insanlar ve duygularla ilgilidir. Cesaret, cömertlik ve bağlılıkla ilgilidir.    Şimdi size okuyacağım alıntı sizi çok şaşırtacak: ‘Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.’   ‘Demokrasi olmadan barış olamaz’   Bu, Kürt lider Öcalan tarafından 27 Şubat 2025 tarihinde yayınlanan ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrı’sının bir parçasıdır. Barış ve birlikte yaşam için samimi bir teklif. Ve bu tüm Orta Doğu için, Ukrayna da dahil olmak üzere çatışma yaşanan tüm bölgeler için geçerlidir. Diplomasi ve barış inşası çabaları ki bunu tecrübelerimize dayanarak söylüyoruz, perde arkasında yürütülmelidir. Ancak demokrasi olmadan barış olmayacağı için, bizim ve EFA gibi siyasi partiler demokrasi ve demokratik haklar için durmaksızın çalışmalıdır. İşte bizim inandığımız Avrupa budur. Uğruna çalıştığımız Avrupa budur.”